Kamu Hukuku

Kusur Yeteneğini Kaldıran Haller

Kusur yeteneği, failin doğruyu yanlıştan, iyiyi kötüden, haklıyı haksızdan ayırt edebilme ve buna göre davranabilme yeteneğidir.

Kusur yeteneğini kaldıran haller aşağıda sayılmıştır:

  • Zorunluluk Durumu,
  • Amirin Emrini İfa,
  • Beklenmeyen Nedenler,
  • Mücbir Nedenler
  • Maddi ve Manevi Zorlama,
  • Yanılma,

Zorunluluk Durumu Ne Demek?

Zorunluluk durumu, bir kimsenin kendisine veya başkasına ait bir hakka yönelik olup bilerek neden olmadığı ve başka suretle korunmak olanağı bulunmayan ağır ve kesin bir tehlikeden kendisini veya başkasını kurtarmak amacıyla işlediği eylemlerdir.

Zorunluluk durumunda, kişinin kendisinin veya başkasının sahip bulunduğu bir hakka yönelik bir tehlikeyi gidermek amacıyla gerçekleştirdiği hareket dolayısıyla ceza sorumluluğu yoktur. Meşru savunmadan farklı olarak zorunluluk durumunda bir saldırı değil, tehlike söz konusudur

Zorunluluk Durumunun Koşulları Nelerdir?

Zorunluluk durumunun meydana gelebilmesi bazı koşullar ön görülmüştür:

  • Bir tehlike bulunmalıdır. Zorunluluk durumundan söz edebilmek için sağlığa, özgürlüğe, onur ve saygınlığa veya mal varlığına yönelik bir tehlikenin bulunması gerekir.
  • Tehlike, kişinin kendisine ya da başkasına aitbirhakka yönelik olmalıdır.
  • Tehlikenin ortaya çıkmasına bilerek neden olunmamalıdır.
  • Tehlikeye karşı koyma yükümlülüğünün bulunmaması gerekir.
  • Tehlikeden, başka türlü korunma olanağı bulunmamalıdır.
  • Tehlikenin ağırlığı ile konu ve kullanılan araç arasında orantı bulunmalıdır.

Zorunluluk Durumunun Sonuçları Nelerdir?

Zorunluluk durumunun sonuçları şunlardır:

  • Faile ceza verilmez (TCK m. 25/2).
  • Mahkeme fail hakkında “ceza verilmesine yer olmadığı” kararı verir. (CMK m. 223/3-b)
  • Hakkaniyet gerektiriyorsa fail verdiği zararı gidermek zorundadır.

Amirin Emrini İfa

Kamu hukukunda geçerli olan hiyerarşi ilkesine göre; ast üste tabidir. Dolayısıyla üstün emirlerini yerine getirmek ast için bir zorunluluktur.

Hukuka aykırı, fakat bağlayıcı emrin yerine getirilmesi durumunu, yasa koyucu kusurluluğu kaldıran bir neden olarak kabul etmiştir. Buna göre, yetkili bir merciden verilip yerine getirilmesi görev gereği zorunlu olan bir emri uygulayan kimse, bu hareketinden dolayı sorumlu olmaz.

Koşulları Nelerdir?

Koşulları aşağıda sayılmıştır:

  • Bir emrin varlığı gerekir.
  • Emri verenin buna yetkili olması gerekir.
  • Emrin yerine getirilmesinin görev gereği zorunlu olması gerekir.
  • Emrin yasanın öngördüğü biçim ve içerik koşullarına uygun olması gerekir.

Koşulları Nelerdir?

Beklenmeyen Durumlar

Beklenmeyen durumlar, fail veya üçüncü kişiler tarafından öngörülmesi ve önlenmesi mümkün olmayan olaylardır. Beklenmeyen durumlar, Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenmemiştir.

Beklenmeyen durumlardan söz edebilmek için öncelikle bir insan hareketinin bulunması gereklidir. Deprem, güneş çarpması, yılan ısırması gibi doğal olaylar, beklenmeyen durum olarak nitelendirilemez. Zira doğa olaylarına insan hareketi eklenmediği sürece beklenmeyen durum söz konusu olmaz.

Mücbir Sebepler

Zorlayıcı neden, faile yabancı olan ve onu karsı konulmaz ve önlenemez biçimde belli bir harekete iten nedenlerdir. Örneğin freni patlayan bir kamyonun yokuş aşağı doğru kayarak bir binaya çarpması ve içindekilere zarar vermesi gibi.

Zorlayıcı nedenler, Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenmemiştir.

Maddi ve Manevi Zorlama

Cebir, tehdit ve korkutma, kusurluluğu kaldıran nedenlerdendir.

Cebir, bir kimsenin başka bir kişi tarafından fiziki güç kullanılarak suç işlemek zorunda bırakılmasıdır. Tehdit, istenilen yapılmazsa ileride haksız bir saldırıya uğrayacağı söylenerek bir kimseye suç işletilmesidir. Korkutma ise istenilen yapılmazsa ilerde değil, hemen haksız bir saldırıya uğrayacağı söylenerek, güncel bir zarar tehlikesinde bırakılan bir kimseye suç işletilmesidir.

Cebirde zorlama maddi iken, korkutma ve tehditte manevi niteliklidir. Dolayısıyla cebirde kişinin başka türlü davranma olanağı yokken, korkutma ve tehditte zorlama manevi nitelikli olduğu için kişinin suç işlemek yerine başka türlü davranmayı, yani suç işlememeyi ve zararı kabullenmeyi tercih etmesi mümkündür.

Yanılma

Yanılma, dış dünyadaki bir şeyin gerçekte olduğundan farklı algılanmasıdır. Yanılmada failin iradesi ile gerçek arasında uyumsuzluk ortaya çıkmaktadır.

Yanılma kendi içerisinde üçe ayrılmaktadır:

  • Hukuksal yanılma,
  • Kastı kaldıran yanılma,
  • Kusurluluğu etkileyen yanılma.

Hukuksal Yanılma Nedir?

Hukuksal yanılma, kişinin hukuk normu karşısında yanılmasıdır. Yani kişi, hukuk normuna yanlış bir anlam vermekte, onu yanlış yorumlamaktadır.

Hukuksal yanılma iki biçimde ortaya çıkabilir: Birincisi, yasada suç oluşturmayan bir eylemin failce suç oluşturduğunun sanılması, İkincisi ise yasada suç olarak kabul edilen bir eylemin failce hukuka uygun sanılması.

Kural olarak “ceza yasalarını bilmemek mazeret sayılmaz.”. Türk hukukunda kural üzerindeki yanılma hukuken önemsizdir. Zira sonuç olarak kişi ceza normu tarafından yasaklanan bir eylemi isteyerek gerçekleştirdiğinden ve kast eylemin hukuka aykırı olduğunun bilinmesi değil, eylemin bilinmesi ve istenmesi olduğundan kural üzerindeki yanılmanın kastın gerçekleşmesine bir etkisi olmaz.

Kastı Kaldıran Yanılma Nedir?

Kastı kaldıran yanılma, failin işlediği eylemden ötürü kastından dolayı sorumlu olmasını önleyen yanılmadır. Kastı kaldıran yanılma;

  • suçun maddi unsurlarında,
  • nitelikli unsurlarında
  • hukuka uygunluk nedenlerinde söz konusu olabilir.

Suçun Maddi Unsurlarında Yanılma

Suçun yasal tanımındaki maddi unsurlara ilişkin bilgisizlik, eksik veya yanlış bilgi nedeniyle suç işlenmesine suçun maddi unsurunda yanılma denir.

Kasten işlenebilen suçlarda, suçun yasal tanımında yer alan maddi unsurlarda yanılma kastı ortadan kaldırır. Dolayısıyla fail, kasten hareket etmiş sayılmaz. Yanılmanın kastı ortadan kaldırabilmesi için “esaslı” olması gerekin Esaslı yanılma, “Fail yanılmasaydı eylemi suç oluşturmayacaktı.” sonucuna varabildiğimiz durumlardır.

Hem kasten hem de taksirle işlenebilen suçlarda kişinin yanılması esaslı ise kastından söz edilemez. Ancak failin taksirden dolayı sorumluluğu söz konusu olabilir.

Suçun Nitelikli Unsurlarında Yanılma

Failin suçun nitelikli unsurlarından dolayı sorumlu olabilmesi için o nitelikli unsurun somut olayda gerçekleştiğini bilmesi gerekir. Bir suçun daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli unsurlarının gerçekleştiği hususunda yanılan kişi, bu yanılgısından yararlanır

Failin kastettiğinden daha ağır bir sonuç gerçekleşmişse fail ağır sonuçtan değil, kastedip de gerçekleştiremediği sonuçtan sorumlu olur.

Hukuka Uygunluk Nedenlerinde Yanılma

Olayda hukuka uygunluk nedeni yoksa fail bunu bilebilir ya da bilmeyebilir. Fail, hukuka uygunluk nedeninin bulunmadığını biliyorsa sorun yoktur. Zira hem fail açısından hem de hukuk düzeni açısından eylem hukuka aykırıdır.

Olayda hukuka uygunluk nedeni bulunmamasına karşın, fail bulunduğu düşüncesiyle hareket etmişse iki noktayı birbirinden ayırt etmek gerekir:

  • Hukuksal yanılma: Hukuk düzenine aykırı bir durum, failce bir hukuka uygunluk nedeni olarak kabul ediliyorsa failin bundan yararlanması mümkün değildir.
  • Fiili yanılma: Fail, somut olayda hukuka uygunluk nedeni bulunmamasına karşın yanılarak bulunduğunu sanmışsa yanılmasının “kaçınılmaz” olup olmadığına bakmak gerekir. Yanılma kaçınılmaz nitelikte ise fail hukuka uygunluk nedeninden yararlanır.

Kusurluluğu Etkileyen Yanılma

Kusurluluğu etkileyen nedenler, kusurluluğu ortadan kaldıran veya azaltan nedenler olarak ikiye ayrılmaktadır.

Somut olayda fail, kusurluluğu ortadan kaldıran veya azaltan bir nedenin maddi koşullarında yanılgıya düşmüşse bundan yararlanır.

Fail somut olayda kusurluluğu azaltan neden olarak haksız tahrikin koşullarında yanılgıya düşmüşse yani somut olayda haksız tahrikin koşulları gerçekleşmemiş olmasına karşın, varsanılmışsa bu yanılgının kaçınılmaz olup olmadığına bakılır. Bu yanılgının fail açısından kaçınılmaz olması durumunda, haksız tahrik hükümlerine dayanılarak hakkında verilecek cezada indirim yapılır.

Sapma

Sapma, hareketten kaynaklanan nedensel sürecin, fail tarafından öngörülenden farklı biçimde ortaya çıkmasıdır.

Sapma, kullanılan araçların yetersizliği, kullanma hatası veya başka herhangi bir nedenle ortaya çıkar. Sapma üç türlü olabilir:

  • Hedefte sapma,
  • Suçta sapma,
  • Nedensellik bağında sapma.

Stj. Av. Mehmet Can CİVAN & Av. Ahmet EKİN

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu