Kamu Hukuku

Dava ve Ceza İlişkisini Düşüren Nedenler  Nelerdir?

Fail, bir suç işlediğinde devletle arasında bir ceza ilişkisi kurulur. Ancak, bazı özel durumlarda bu ceza ilişkisi sona erer. Devletle fail arasındaki bu ceza ilişkisinin sona ermesi iki şekilde gerçekleşebilir.

Birincisi, devletin fail aleyhine açtığı ve sürdürdüğü kamu davası sona erebilir. İkincisi, devletin kamu davası sonucunda faile verdiği ceza sona erebilir. Dava ve cezayı düşüren sebeplerin ortak özellikleri şunlardır:

  • Düşme sebepleri kişiseldir.
  • Düşme sebebinin birden çok olması durumunda ceza ilişkisini kaldıranlar, infaz ilişkisini kaldıranlardan önce uygulanır.
  • Düşme sebepleri diğer bütün sebeplerden önce göz önünde bulundurur.
  • Düşme sebepleri takdiri değildir.

Dava ve Ceza İlişkisini Düşüren Nedenler 

Dava ve Ceza İlişkisini Düşüren Nedenler 

Dava ve ceza ilişkisini düşüren nedenler şu şekilde sayılabilir:

  • Sanığın ve hükümlünün ölümü,
  • Af,
  • Zamanaşımı,
  • Şikâyetten vazgeçme,
  • Uzlaşma,
  • Ön ödeme

Sanığın ve Hükümlünün Ölümü

Şüpheli hayatını kaybettiğinde kamu davası açılmaz. Kamu davası açıldıktan sonra sanık vefat ederse dava sona erer. Ancak, müsadere edilmesi gereken eşya ve maddi çıkarlarla ilgili olarak davaya devam edilip, bunların müsadere edilmesine karar verilebilir. Sanığın vefatı, diğer suç ortaklarına ilişkin davayı etkilemez. Hükümlü ölürse, hapis cezası ve ödenmemiş adli para cezaları kalkar.

Af

Af, devletin suç işleyen kişiye verdiği cezayı kaldırması veya hafifletmesi anlamına gelir. Af, devlet ile fail arasındaki ceza ilişkisini etkiler ve genel af ile özel af olmak üzere iki türdür. Genel af, TBMM tarafından çıkarılan ve ceza mahkumiyetini tüm sonuçlarıyla ortadan kaldıran aftır. Özel af ise TBMM tarafından çıkarılan, hapis cezasının infaz kurumunda çektirilmesine son veren, infaz süresini kısaltan veya adli para cezasına çeviren aftır. Af, kanunlarda belirtilen nedenlerle sınırlıdır ve reddedilemez.

Zamanaşımı

Zamanaşımı, suçun işlenmesinden itibaren belirli bir süre geçtikten sonra devletin dava açma veya dava sonucunda verilen cezayı infaz etme yetkisinin sona ermesidir. Bu durum re’sen dikkate alınır.

Zamanaşımı türleri şöyle sayılabilir:

Dava Zamanaşımı 

Suçun işlendiği tarihten itibaren belirli bir süre geçmesinden sonra, devletin o suçla ilgili ceza davası açma ya da açılmış olan ceza davasını sürdürme yetkisinin ortadan kalkması durumuna dava zamanaşımı denir.

Dava zamanaşımı süreleri şu şekilde sayılabilir:

  • Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda 30 yıl
  • Müebbet hapis cezası gerektiren suçlarda 25 yıl
  • 20 yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezası gerektiren suçlarda 20 yıl
  • 5 – 20 yıl arası hapis cezası gerektiren suçlarda 15 yıl
  • 5 yıl ve aşağısı hapis cezası gerektiren suçlarda 8 yıl

Bir suçla ilgili olarak soruşturma ya da kovuşturma yapılabilmesi için, öncelikle izin alınması ya da bir karar verilmesi ya da başka bir yerde çözülmesi gereken bir sorunun olması halinde; bu işlemler tamamlanana ya da kaçak olan suçlunun hakkındaki karar kalkana kadar dava zamanaşımı işlemez.

Şüpheli ya da sanıklardan birinin savcılıkta ifade vermesi veya mahkemede sorgulanması, şüpheli ya da sanıklardan birine tutuklama emri çıkarılması, suçla ilgili iddianamenin hazırlanması, sanıklardan herhangi birinin mahkum edilmesi durumlarında ise dava zamanaşımı sona erer.

Müsadere Zamanaşımı 

Müsadere zamanaşımı, müsadere kararının infaz edilebilmesi için belirlenen bir süredir. Müsadere, devletin suç işleyen kişiye ait belirli eşya veya kazançların mülkiyetini almasıdır.

Türk Ceza Kanunu’nun 54 ve 55. maddelerinde düzenlenen müsadere, bir güvenlik tedbiri olarak uygulanır. Müsadere kararının infaz zamanaşımı süresi, ceza mahkemesi kararının kesinleşmesinden itibaren 20 yıldır. Bu süre içinde müsadere kararı infaz edilmezse, hüküm geçersiz olur.

Ceza Zamanaşımı

Ceza zamanaşımı, bir suç hakkında verilen mahkumiyet kararının kesinleşmesinden itibaren belirli bir süre geçmesiyle hükmün infaz edilememesi durumudur. Bu süre, suçun niteliğine ve verilen cezanın üst sınırına göre kanunda belirlenmiştir. Türk Ceza Kanunu, ceza zamanaşımını durduran bir sebep düzenlememiştir.

Mahkûmiyet hükmünün infazı için yetkili merci tarafından hükümlüye kanuna göre yapılan tebligat veya bu maksatla hükümlünün yakalanması, ceza zamanaşımını keser. Bir suçtan dolayı mahkûm olan kişi, üst sınırı iki yıldan fazla hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç işlediğinde, ceza zamanaşımı kesilir. Ceza zamanaşımı süresinin dolması halinde, cezanın infazından vazgeçilir.

Ceza zamanaşımı süreleri şöyle sayılabilir:

  • Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda 40 yıl
  • Müebbet hapis cezası gerektiren suçlarda 30 yıl
  • 20 yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezası gerektiren suçlarda 24 yıl
  • 5 – 20 yıl arası hapis cezası gerektiren suçlarda 20 yıl
  • 5 yıl ve aşağısı hapis cezası gerektiren suçlarda 10 yıl

Şikayetten Vazgeçme

Şikayetten Vazgeçme

Şikayetten vazgeçme, şikayetçi olan kişinin şikayetini geri çekmesidir. Ancak bu durum, yalnızca soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suçlar için geçerlidir. Hüküm kesinleşene kadar şikayetten vazgeçilebilir.

Uzlaşma 

Ceza hukukunda uzlaşma, belirli suçlar için uygulanan bir alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Uzlaşma, şüpheli veya sanık ile mağdur veya suçtan zarar gören arasında, tarafsız bir uzlaştırmacının aracılığıyla suçun sonuçlarını gidermeye yönelik bir anlaşmanın sağlanmasıdır.

Uzlaşma, yargılama sürecini kısaltmak, tarafların barışmasını sağlamak ve ceza adaleti sistemini rahatlatmak gibi faydalar sunar. Uzlaşma, yalnızca mağdurun gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi olduğu, şikayete bağlı ya da özel kanunlarda uzlaştırmaya izin verilen suçlar için uygulanabilir. Uzlaşma süreci, soruşturma veya kovuşturma aşamasında başlatılabilir. Uzlaşma sağlandığında, ceza soruşturması veya kovuşturması sona erer. Uzlaşma sağlanamadığında ise yargılama devam eder.

Ön Ödeme 

Ön ödeme, kamu davasının açılmasını önlemek veya açılmışsa düşürmek için Cumhuriyet savcısı veya yargıç tarafından önerilen belirli bir miktar paranın şüpheli veya sanık tarafından kabul edilip ödenmesidir.

Türk Ceza Kanunu, iki tür ön ödeme kabul etmiştir: 

  • Kamu davasının açılmasını önleyen ön ödeme, 
  • Kamu davasını düşüren ön ödeme

Kamu Davasının Açılmasını Önleyen Ön Ödeme 

Kamu davasının açılmasını önleyen ön ödeme TCK m.75 ile düzenlenmiştir.

Ön ödeme kapsamında bir suç için Cumhuriyet savcısı, kamu davasını açmadan önce, faile belli bir miktar para cezasını soruşturma giderleriyle birlikte on gün içinde öderse kamu davasının açılmayacağını bildirir ve fail bu ödemeyi süresinde yaparsa hakkında kamu davası açılmaz.

Kamu Davasını Düşüren Ön Ödeme

Kamu davasını düşüren ön ödeme, iki durumda söz konusu olabilir:

  • İşin özel yasa hükümleri gereğince savcılığa gitmeksizin doğrudan mahkemeye intikal etmesi durumunda suçun ön ödemelik bir suç olduğunu anlayan mahkeme sanığa ön ödeme teklifinde bulunur.
  • Dava sırasında eylemin niteliğinin değişmesi sonucu ön ödeme kapsamına giren bir suça dönüşmesi durumunda suçun ön ödemelik bir suç olduğunu anlayan mahkeme sanığa ön ödeme teklifinde bulunur.

Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Ezgi DEMİROCAK

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu