Kamu Hukuku

Ceza Muhakemesinde Kanıtların Toplanması

Kanıtların toplanması, ceza muhakemesinin eksiksiz yürütülebilmesi için zorunludur. Zira olayı temsil eden bir kanıtın bile eksik olması, maddi gerçeğin bulunmasına engel olabilir.

Kanıtların toplanması kural olarak soruşturma evresinde gerçekleştirilir. Zira ceza muhakemesine konu olan olay, ilk olarak bu evrede değerlendirileceği için ilk araştırılacak şey kanıtlar olacaktır. Toplanan kanıtlara göre savcı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir veya kovuşturmaya yer olmadığı kararı verir.

Soruşturma evresi sonunda toplanan kanıtlar, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa Cumhuriyet savcısı bir iddianame düzenler.

Zorla Getirme

Zorla getirme, beyanı soruşturma veya kovuşturma bakımından önem taşıyan bir kimsenin gerektiğinde zor kullanılarak kolluk aracılığıyla yetkili adli makamların önünde hazır edilmesidir.

Zorla getirme kararına ihzar müzekkeresi de denilmektedir.

Zorla getirme kararı, şüpheli veya sanığın açıkça kim olduğunu, kendisiyle ilgili suçu, gerektiğinde eşkâlini ve zorla getirilmesi nedenlerini içerir. Zorla getirme kararının bir örneği şüpheli veya sanığa verilir

Zorla getirme kararı ile çağrılan şüpheli veya sanık derhâl, olanak bulunmadığında yol süresi hariç en geç yirmi dört saat içinde çağıran hakimin, mahkemenin veya Cumhuriyet savcısının önüne götürülür ve sorguya çekilir veya ifadesi alınır.

Zorla Getirme Durumları Nelerdir?

Zorla getirme kararı verilebilecek durumlar şunlardır:

  • Çağrıya rağmen yetkili adli makamlara gelmeme,
  • Şüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilmesi için yeterli neden bulunması,
  • Şüpheli veya sanık hakkında yakalama emri düzenlenmesi için yeterli neden bulunması.

Gözlem Altına Alma

Gözlem altına alma, eylemi işlediği yolunda kuvvetli şüpheler bulunan şüpheli veya sanığın akıl hastası olup olmadığını, akıl hastası ise ne zamandan beri hasta olduğu ve bunun, kişinin davranışları üzerinde ne gibi etkilerinin olduğunu saptamak için başvurulan yöntemdir.

Gözlem altına alma” ile “gözaltına alma” birbirine karıştırmamak gerekir. Gözlem altına almada, amaç şüpheli veya sanığın akıl hastası olup olmadığını, akıl hastası ise ne zamandan beri hasta olduğunu ve bunun, kişinin davranışları üzerindeki etkilerini saptamaktır.

Gözlem altına alınma kararı, uzman hekimin önerisi üzerine. Cumhuriyet savcısının ve müdafinin dinlenmesinden sonra soruşturma evresinde sulh ceza hakimliği, kovuşturma evresinde mahkeme tarafından verilebilir.

Gözlem süresi üç haftayı geçemez. Bu sürenin yetmeyeceği anlaşılırsa resmi sağlık kurumunun istemi üzerine, her seferinde üç haftayı geçmemek üzere ek süre verilebilir ancak sürelerin toplamı üç ayı geçemez.

Beden Muayenesi ve Vücuttuna Örnek Alınması

Bir suça ilişkin kanıt elde etmek için şüpheli veya sanık üzerinde iç beden muayenesi yapılabilmesi ya da vücuttan kan veya benzeri biyolojik örneklerle saç. tükürük, tırnak gibi örnekler alınabilmesi mümkündür.

İç beden muayenesi yapılabilmesi veya vücuttan kan veya benzeri biyolojik örnekler alınabilmesi için Kanunda bazı koşullar aranmıştır. Aranan  koşullar aşağıda sayılmıştır:

  • Müdahalenin. kişinin sağfığına zarar verme tehlikesi içermemesi gerekir.
  • Müdahale. tabip veya sağlık mesleği mensubu diğer bir kişi tarafından yapılmalıdır.
  • Şüpheli veya sanığa isnat edilen suç. üstsınırı iki yıl veya daha fazla hapis cezası gerektiren bir suç olmalıdır.
  • Hakim veya mahkeme kararı bulunmalıdır.

Bir suça ilişkin kanıt elde etmek amacıyla, mağdurun vücudu üzerinde dış veya iç beden muayenesi yapılabilmesi veya vücudundan kan veya benzeri biyolojik örneklerle saç. tükürük, tırnak gibi örnekler alınabilmesi mümkündür.

Mağdurun vücudu üzerinde beden muayenesi yapılabilmesi veya vücudundan örnekler alınabilmesi için üç koşulun bir arada olması gerekir:

  • Bu yöntemin mağdurun sağlığını tehlikeye düşürmemesi gerekir.
  • Cerrahi bir müdahalede bulunmamak gerekir.
  • Hakim veya mahkemece ya da gecikmesinde sakınca bulunan durumlarda Cumhuriyet savcısı tarafından karar verilmesi gerekir. Cumhuriyet savcısının kararı, yirmi dört saat içinde hakim veya mahkemenin onayına sunulur.

Molekür Genetik İnceleme

Moleküler genetik inceleme, beden muayenesi ve vücuttan örnek alınması sonucunda elde edilen örnekler üzerinde, soy bağının veya elde edilen bulgunun şüpheli veya sanığa ya da mağdura ait olup olmadığının saptanması için başvurulan bir yöntemdir.

Moleküler genetik inceleme yöntemine başvurabilmek için iki koşulun bir arada bulunması gerekir:

  • Soy bağının veya elde edilen bulgunun şüpheli veya sanığa ya da mağdura ait olup olmadığının saptanmasının başka bir yöntemle mümkün olmaması, yani zorunluluk olması gerekir.
  • Hakim tarafından karar verilmesi gerekir. Moleküler genetik incelemeler yapılmasına yalnızca hakim karar verebilir

Alınan örnekler üzerinde yapılan inceleme sonuçları, kişisel veri niteliğinde olup başka bir amaçla kullanılamaz: dosya içeriğini öğrenme yetkisine sahip bulunan kişiler tarafından bir başkasına verilemez.

Molekür Genetik İnceleme

Fizik Kimliğin Tespiti

Fizik kimlik, bir kimsenin onu diğer kimselerden ayırt edebilecek dış görünüşünün ve bedensel özelliklerinin bütünüdür.

Fizik kimliğin tespiti, şüpheli veya sanığın kimliğinin teşhisi için gerekli olması durumunda fotoğrafı, beden ölçüleri, parmak ve avuç içi izi, bedeninde yer almış olup teşhisini kolaylaştıracak diğer özellikleri ile sesi ve görüntüleri kayda alınarak, soruşturma ve kovuşturma işlemlerine ilişkin dosyaya konulmasıdır. (CMK m. 81)

Fizik kimliğin tespiti yöntemine başvurabilmek için aşağıdaki koşulların bir arada bulunması gerekir:

  • Şüpheli veya sanığa isnat edilen suçun üst sınırının iki yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suç olması gerekir.
  • Bu yönteme başvurulması kimliğinin teşhisi için gerekli olmalıdır.
  • Cumhuriyet savcısı emir vermelidir.

Keşif

Hakimin, muhakeme konusu olay ile ilgili şeyleri beş duyusu aracılığı ile incelemesine keşif denir. Keşfin konusunu, muhakeme konusu olayla ilgili ve cansız olan her şey oluşturur.

Keşif, hakim veya mahkeme veya naip hakim ya da istinabe olunan hakim veya mahkeme tarafından yapılır. Ancak gecikmesinde sakınca bulunan durumlarda Cumhuriyet savcısı tarafından da keşif yapılabilir.

Yer Gösterme

Yer gösterme, muhakeme konusu olayın geçtiği yerin bulunması için yapılan çalışmadır.

Yer gösterme yöntemi, kendisine yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmuş olan şüpheli hakkında yaptırılabilir. Susma hakkını kullanan şüpheliye yer gösterme işlemi yaptırılamaz.

Soruşturmayı geciktirmemek kaydıyla. müdafii de yer gösterme işlemi sırasında hazır bulunabilir.

Teşhis

Teşhis, gözaltına alınan şüphelinin olaydaki fail ile aynı kişi olup olmadığının belirlenmesi amacıyla başvurulan bir yöntemdir.

Polis, olaydaki failin, gözaltına alınan şüpheli ile aynı kişi olup olmadığının belirlenmesi bakımından zorunlu olması durumunda. Cumhuriyet savcısının talimatıyla teşhis yaptırabilir. (PVSK ek m. 6/9)

İşleme başlanmadan önce, teşhiste bulunacak kişinin faili tarif eden beyanları tutanağa bağlanır.

Teşhis işlemine tâbi tutulan kişilerin birden fazla ve aynı cinsten olması, aralarında yaş. boy. ağırlık, giyinme gibi görünüşe ilişkin hususlarda benzerlik bulunması gerekir. Teşhis için gerekli olması durumunda, şüphelinin görünüşü ile ilgili gerekli değişiklikler yapılabilir.

Teşhis işlemi en az iki kez tekrarlanır ve teşhiste bulunması istenen kişiye, şüphelinin teşhis edilecek kişiler arasında yer almıyor olabileceği hatırlatılır.

Ölünün Kimliğini Belirleme ve Adli Muayene

Ölünün kimliğini belirleme, ölen kişinin birey olarak kim olduğunun saptanmasıdır.

Ölü muayenesinden veya otopsiden önce ölünün kimliği her suretle ve özellikle kendisini tanıyanlara gösterilerek belirlenir ve elde edilmiş bir şüpheli veya sanık varsa, teşhis edilmek üzere ölü ona da gösterilebilir

Ölünün adli muayenesi; tıbbî belirtiler, ölüm zamanı ve ölüm nedenini belirlemek için başvurulan yöntemdir. Adli muayenede ölünün tıbbî kimliği, ölüm zamanı ve ölüm nedenini belirlemek için tüm bulgular saptanır. Bu muayene. Cumhuriyet savcısının huzurunda ve bir hekim görevlendirilerek yapılır.

Otopsi

Otopsi, ceset üzerinde yapılan tanısal amaçlı bir tıbbi incelemedir. Otopsinin bir hasta muayenesinden veya ameliyattan tek farkı “ceset” üzerinde yapılmasıdır.

Otopsi. Cumhuriyet savcısının huzurunda biri adli tıp. diğeri patoloji uzmanı veya diğer dallardan birisinin mensubu veya biri pratisyen iki hekim tarafından yapılır.

Otopsi, cesedin durumu olanak verdiği takdirde, mutlaka baş. göğüs ve karnın açılmasını gerektirir.

Gömülmüş bulunan bir ceset, incelenmesi veya otopsi yapılması için mezardan çıkarılabilir. Uygulamada buna fethi kabir denilmektedir. Mezardan çıkarma kararı, soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı, kovuşturma evresinde mahkeme tarafından verilir. Bu karar, araştırmanın amacını tehlikeye düşürmeyecekse ve ulaşılması da zor değilse ölünün bir yakınına derhâl bildirilir.

Zehirlenme Şüphesi Üzerine Yapılacak İşlem

Zehirlenme şüphesi olan durumlarda organlardan parça alınırken, görünen şekli ile organın tahribatı tanımlanır. Ölüde veya başka yerlerde bulunmuş şüpheli maddeler, görevlendirilen uzman tarafından incelenerek tahlil edilir.

Cumhuriyet savcısı veya mahkeme, bu incelemenin, hekimin katılmasıyla veya onun yönetiminde yapılmasına karar verebilir.

Stj. Av. Mehmet Can CİVAN & Av. Ahmet EKİN

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu