Blog

Tehdit Suçu Nedir? Şartları Ve Cezası Neler?

Tehdit; bir kimseye istenileni yapmazsa ilerde gerçekleşmesi failin elinde olan haksız bir saldırıya uğrayacağının bildirilmesidir. Bu yazımızda, tehdit suçunun ne olduğunu, şartlarını ve cezasının neler olabileceğini yazdık.

Tehdit Suçu Nedir?

Tehdit suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106. maddesinde düzenlenmiş olup şu şekildedir:

Tehdit

MADDE 106.

(1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikâyeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.

(2) Tehdidin;

a) Silâhla,

b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hâle koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,

c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,

d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,

İşlenmesi hâlinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(3) Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir.

Tehdit suçunda korunan hukuki değer kanunun gerekçesinde de belirtildiği üzere “tehdidin koruduğu değer, kişilerin huzur ve sükûnudur; böylece kişilerde bir güvensizlik duygusunun meydana gelmesi engellenmektedir. Bu nedenle, söz konusu madde ile insanın kendisine özgü sulh ve sükûnuna karşı işlenen saldırılar cezalandırılmış olmaktadır fakat tehdidin bu maddeye korumak istediği esas değer, kişinin karar verme ve hareket etme hürriyetidir.”

Fail; bir başkasını kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit etmişse soruşturma ve kovuşturma re’sen yapılır ancak malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehdit etmişse soruşturma ve kovuşturma şikâyete tabidir.

Tehdit suçunun işlenmesi halinde görevli mahkeme ise suçun cezasının üst sınırı sebebiyle Asliye ceza mahkemeleridir.

Malvarlığı değerlerine yönelik olarak gerçekleştirilmiş olan tehdit suçunda şikâyet süresi mağdur tarafından eylemin ve failin öğrenilmesinden itibaren başlamakla birlikte 6 aydır. Tehdit suçunun basit şekilde veya diğer nitelikli hallerde gerçekleşmesi halinde ise şikâyet süresi mağdur tarafından eylemin ve failin öğrenilmesinden itibaren başlamakla birlikte 8 yıldır.

Tehdit suçunun temel şekli uzlaştırmaya tabi suçlardan olması sebebi ile hem soruşturma hem de kovuşturma aşamasında uzlaştırma prosedürü gerçekleştirilecektir. Uzlaşma sağlanmaması halinde soruşturma ve kovuşturma aşamaları devam edecektir.

Tehdit Suçu Kimler Aleyhine İşlenebilir?

Tehdit suçu, genel bir suç olup fail bakımından özellik göstermez, herkes bu suçun faili olabilir. Ayrıca belirtmek gerekir ki tehdit suçunun işlenmesi sonucunda yararına haksız menfaat sağlanan tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur

(TCK’nun madde 111 hükmünde açıkça belirtildiği üzere “Tehdit, şantaj, cebir veya kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarının işlenmesi sonucunda yararına haksız menfaat sağlanan tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.).

Tehdit suçunun mağduru ise belirli bir kişi veya belirlenebilir bir kişi olmalıdır. Halk arasında endişe, korku ve panik yaratmak amacıyla hayat, sağlık, vücut veya cinsel dokunulmazlık ya da malvarlığı bakımından alenen tehditte bulunan kişi ise TCK madde 213 hükmünde düzenlenen halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit suçunu işlemiş olacaktır.

TCK madde 213 “Halk arasında endişe, korku ve panik yaratmak amacıyla hayat, sağlık, vücut veya cinsel dokunulmazlık ya da malvarlığı bakımından alenen tehditte bulunan kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Suçun silâhla işlenmesi hâlinde, verilecek ceza, kullanılan silâhın niteliğine göre yarı oranına kadar artırılabilir.”)

Belirtmek gerekir ki tehdit suçunda mağdurun tehdidin anlam ve sonuçlarını kavrayabilecek durumda olması gerekmektedir. Örneğin bir bebeğin direkt kendisine karşı tehdit suçunun işlenmesi mümkün olmayacaktır ancak tehdit suçunu oluşturan eylemin bebeğin ebeveynleri tarafından bilinmesi halinde söz konusu eylem ebeveynlerin huzur ve sükûnunu bozmaya, onları korkutmaya elverişli ise tehdit suçu oluşmuş olacaktır.

Karşılıklı olarak birbirlerini tehdit eden kişilerin ikisi de tehdit suçunu işlemiş olacaktır. Kendisine yapılan tehditten korunmak için veya ona tepki olarak tehdit suçunu işleyen kişinin koşulları oluşmuş ise meşru savunma veya haksız tahrikten yararlanması mümkün olacaktır.

Tehdit Suçları Nelerdir?

Tehdit suçunun oluşmasını sağlayan kötülük veya haksızlığın mutlaka mağdurun şahsına yöneltilmiş olması gerekmez. Madde hükmünde yer aldığı üzere tehdit suçu kişinin yakınına veya bizzat kendisine yöneltilmiş olabilir. Bahsedilen kişinin yakını ifadesi ile kastedilen yalnızca kişinin akrabaları değil, sıkı ilişki içerisinde bulunduğu herkesi kapsamaktadır. Örneğin bir şahsa “ailesinin yaşadığı evin bilindiğinin ve ailesine zarar verileceğinin” söylenmesi tehdit suçunu oluşturmaktadır.

Kanun hükmünden anlaşılacağı üzere tehdit suçunun işleniş şekli; mağdurun kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle işlenmektedir. Suçun basit şekli bakımından tehdidin mağdurun kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik olması gerekmektedir. Bunlar dışında suçun daha az cezayı gerektiren ve takibi şikayete bağlı olan şekli bakımından ise tehdidin malvarlığı değerlerine veya diğer hukuki değerlere yönelik olması gerekmektedir. Kanun koyucu tarafından tehdidin yönelebileceği değerler bakımından sınırlayıcı bir sayım yapılmamıştır.

Fail mağdurun bir şekilde davranmasını, bir şey yapmasını veya yapmamasını istemese dahi tehdit suçu oluşur. Örneğin failin mağdura sadece “seni öldüreceğim” ya da “senin evini yakacağım” demesi tehdit suçunun oluşması için yeterlidir. Failin mağdura gerçekleştirileceğinden bahsettiği zararın gerçekleşmiş olması aranmaz. Zarar suçunun kişisel olarak varlığı gerekli ve yeterlidir. Tehdit suçunda mağdurun sübjektif özellikleri önem arz etmemektedir. Gerçekleştirileceği bildirilen saldırının ortalama özelliklere sahip bir kişinin davranışlarının etkileneceği, bu durumun kişiyi belli bir yönde davranmaya zorlayacağı, huzur ve sükûnunu bozacağı söylenebiliyorsa tehdit suçunun varlığı kabul edilecektir. Failin gerçekleştireceğini bildirdiği zararın gerçekleşmesinin imkânsız olması halinde ise tehdit suçu oluşmayacaktır. Örneğin “seni cehenneme gönderirim” ya da “cinleri üstüne salarım” şeklinde gerçekleştirilmiş olan, uhrevi olarak verilecek bir zararın söz konusu olduğu hallerde tehdit suçu oluşmayacaktır.

Tehdit suçunu oluşturan fiilin mutlaka sözlü olarak işlenmiş olması gerekmemektedir. Mektupla, bir elektronik postayla, arabanın camına yazılmış bir yazıyla, boş bir zarf içerisinde gönderilen bir mermiyle de işlenebilir. Tehdit direkt değil de üçüncü bir şahıs tarafından da iletilmiş olabilir. Ayrıca tehdit içeren ifadelerin mutlaka açık olmasına gerek yoktur, dolaylı ifadelerle de tehdit suçu işlenebilmektedir.

Failin mağdurdan talebi hukuka uygun olsa dahi tehdit suçu oluşabilmektedir. Örneğin “borcunu öde yoksa seni öldürürüm” şeklindeki bir beyanda talep edilen husus hukuka uygun olmakla birlikte gerçekleştirileceği bildirilen davranış hukuka aykırı olduğu için tehdit suçu oluşacaktır. Borcunu ödemeyen borçlusunu mahkemeye başvurmakla tehdit eden kişi hakkını kullanmış olduğu için söz konusu fiil tehdit suçunun oluşmasını sağlayan suç teşkil etmeyecektir.

Fail tarafından açıkça şaka amaçlı olarak tehdit içeren sözleri söylediği belli ise tehdit suçu oluşmayacaktır. Yargıtay kararlarında da suça konu ifadelerin objektif olarak ciddi olmadığı belli ise suç oluşmayacağı kabul edilmektedir. Örneğin buluşmak üzere sözleştiği arkadaşının buluşmaya geç gelmesi sebebiyle “sen bittin, seni yaşatmam artık” sözlerinin kullanılması tehdit suçunu oluşturmayacaktır.

Belirtmek gerekir ki muhatabı belli olamayan tehdit eylemleri suç oluşturmaz.

Tehdit Suçunun Nitelikli Halleri Nelerdir?

Tehdit suçunun daha fazla ceza verilmesini gerektiren haller kısaca şu şekledir:

  1. Suçun silahla işlenmesi halinde tehdit suçu daha fazla ceza verilmesini gerektirmektedir. Böyle bir düzenlemenin gerekçesi, suçun silahla işlenmesi halinde mağdurun iç huzuruna daha ağır şekilde zarar gelmesi ve suçun bu şekilde işlenmesinin daha kolay olmasıdır. Suçun silahla işlenmiş kabul edilebilmesi için mutlaka silahın mağdura yöneltilmiş olması zorunlu değildir. Silahın sadece gösterilmiş olması veya kabzasından çıkarılması da bu durum için yeterlidir. Failin sadece silahlı olması ise nitelikli halin uygulanmasını gerektirmeyecektir.
  2. Suçun kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle işlenmesi halinde de tehdit suçu daha fazla ceza verilmesini gerektirecektir. Failin tüm çabasına rağmen, mağdurun failin kimliğini tespit etmesi veya imzasız mektupla failin el yazısından onu tanıması halinde nitelikli hal söz konusudur. İmzasız mektuptan kasıt, failin kimliğini açıkça belirtmeden herhangi bir yazı yazmış olmasıdır. Yazının imza olmamasına rağmen kullanılan ifadelerden failin kimliği açıkça belli ise veya zarfta gönderilen kısmına fail kimliğini yazmışsa bu nitelikli hal uygulanmayacaktır. Bu nitelikli hale e-posta da dahil edilebilecektir. Hangi teknolojik alet aracılığı ile e-postanın gönderildiği IP numarasıyla tespit edilebilir olsa da bu durum söz konusu nitelikli halin uygulanmasına engel olmayacaktır. Suçun özel işaretlerle işlenmesinde failin mutlaka kimliğini saklamış olması gerekmemektedir. Örneğin mermi, silah fotoğrafı ya da kan damlayan bıçak fotoğrafı gönderilmiş olması tehdit suçunun nitelikli halini oluşturacaktır.
  3. Suçun birden fazla işlenmesi halinde de tehdit suçu daha fazla cezanın verilmesini gerektirecektir.
  4. Suçun var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi halinde de tehdit suçu daha fazla cezayı gerektirmektedir. Örgütün gerçekten var olması veya gizli bir örgüt olması gerekmemektedir. Önemli olan mağdurda örgütün var olduğu düşüncesinin oluşmasıdır.

Tehdit suçunun daha az ceza verilmesini gerektiren hali ise kısaca şu şekildedir:

Eylemin malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle işlenmesi hainde tehdit, suçun basit şekline göre daha az cezayı gerektiren hal olarak düzenlenmiştir. Ayrıca bu nitelikli hal için suçun soruşturulması ve takibi şikayete bağlıdır.

Tehdit Suçunun Şartları Ve Unsurları Nelerdir?

Öncelikle tehdit suçunun oluşabilmesi için mağdurun kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik ileride bir saldırının gerçekleşeceğinin bildirilmesi gerekmektedir. Söz konusu bu saldırının haksız bir saldırı olması gerekmektedir. Tehdit suçunun basit şekli bakımından suçun daha az cezayı gerektiren hali olan malvarlığına yönelik tehdit bakımından “büyük bir zarar” vurgusu yapılmıştır.

Bu nedenle suçun basit şekli bakımından saldırının ağır nitelikte olması gerekmemektedir. Kanunda açık bir şekilde belirtilmemiş olsa da saldırının haksız olması gerekmektedir. Zararın büyüklüğü ise somut olayın özellikleri, özellikle mağdurun ekonomik durumu dikkate alınarak belirlenecektir.

  • Tehdit suçunda bahsedilen saldırı geleceğe yönelik olmalıdır, saldırının geleceğe yönelik olmaması halinde suçun oluştuğundan bahsedilemeyecektir. Örneğin “arabaya zarar gelseydi seni öldürürdüm” demek tehdit suçunu oluşturmayacaktır.
  • Tehdit suçu mağdurun huzurunda olabileceği gibi gıyabında da olabilecektir. Mağdurun tehditten haberdar olması suçun oluşması bakımından yeterlidir.
  • Suçun oluşması bakımından eylemin objektif olarak ciddi bir nitelik göstermesi yeterli olup ayrıca somut olayda muhatabı üzerinde etkili olması ve onu korkutması gerekmemektedir.
  • Tehdit suçunu teşkil eden sözlerin kızgınlıkla veya fevri şekilde söylenmiş olması suçun oluşmasını engellememektedir; ancak bu durumda şartları oluşmuş ise haksız tahrik hükümleri uygulanabilecektir.
  • Tehdit suçunda şartların oluşup oluşmadığı, eylemin suç olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği her olay için ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Fail ile mağdurun bulundukları mekan, kullanılmış olan sözler, karşılıklı olarak gerçekleştirilmiş davranışlar, o ana ait koşullar dikkate alınmalıdır.

Tehdit Suçu Nasıl İspat Edilir?

Tehdit suçu sanık ikrarı, tanık beyanları, ses kayıtları, mesaj dökümleri gibi yollarla ispat edilebilmektedir. Söz konusu delillerin değerlendirilmesi soruşturma ve kovuşturma aşamasında yapılacaktır.

Tehdit Suçunun Cezası Nedir?

Tehdit suçu Kanun’un 106. maddesinde düzenlenmiş olmakla birlikte kanunda da belirtildiği üzere bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikâyeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.

Tehdidin; silâhla, kişinin kendisini tanınmayacak bir hâle koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle, birden fazla kişi tarafından birlikte, var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi hâlinde ise fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir.

Tehdit Suçuna İlişkin Sonuç Olarak;

Tehdit suçu, objektif olarak kişinin huzur ve sükûnunu bozacak eylemler olup cezayı gerektirecektir. Tehdit suçuna karşı kayıtsız kalmayın, bu konudaki sorularınızı ceza hukuku avukatı departmanımız ile irtibata geçerek çekinmeden sorabilirsiniz. Tehdit suçuna neden olacak eylem sözle, davranışla, elektronik ileti yoluyla, mektupla, özel işaretlerle vs. işlenebilecektir. Tehdit suçunda haksız bir zarar veya kötülüğe uğratılacağının mağdura bildirilmesi ile suç oluşmaktadır. Nitelikli tehdit suçu cezayı artırmakla beraber suçun malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle işlenmesi halinde ise cezanın azaltılması söz konusu olacaktır.

Tehdit Suçu İle İlgili Emsal Karar Örnekleri

T.C.

YARGITAY

18. CEZA DAİRESİ

E. 2020/426 K. 2020/8877

T. 8.9.2020

ÖZET : Dava, hakaret ve tehdit suçuna ilişkindir. Sanığın, katılana karşı 16/12/2015 tarihinde işlediği hakaret ve tehdit eylemleri nedeniyle Tekirdağ Başsavcılığı’nca 08/01/2016 tarihinde iddianame düzenlendiği, Tekirdağ 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 27/01/2017 tarih, 2016/78 Esas 2017/85 Karar sayılı ilamı ile mahkumiyet kararı verildiği ve bu kararın istinaf edilmeksizin kesinleştiği, yine aynı sanık hakkında aynı katılana karşı 24/12/2015 tarihinde işlediği tehdit ve hakaret eylemleri nedeniyle Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 16/02/2016 tarihinde iddianame düzenlenip Tekirdağ 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 14/12/2017 tarih, 2016/68 Esas ve 2017/468 Karar sayılı ilamıyla mahkumiyet kararı verildiği ve bu kararın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesi’nin 04/12/2018 tarih, 2018/1339 Esas ve 2018/3154 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verildiği ve dosyanın halen derdest olduğu, her iki iddianameye konu eylemlerin, ilk iddianame tarihi olan 08/01/2016 tarihinden önce aynı suç işleme kararı kapsamında hukuki kesintiye neden olmayacak zaman aralığında gerçekleştirildiği, bu suretle sanık hakkında tehdit ve hakaret suçlarından tek mahkumiyet hükmü kurulup, TCK’nın 43. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümleri uygulanması gerekirken, anılan suçlardan iki ayrı mahkumiyet hükümleri kurulmasının hukuka aykırı olduğu belirlenmiştir.

T.C.

YARGITAY

3. CEZA DAİRESİ

E. 2020/5024

K. 2020/6746

T. 16.6.2020

Sanık … hakkında müşteki …’a yönelik tehdit suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;

Yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine, ancak;

a-) Tehdit suçu bakımından; 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 Sayılı Kanun’un 34. maddesiyle değişik 5271 Sayılı CMK’nin 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen 5237 Sayılı TCK’nin 106/1-1. maddesi kapsamındaki tehdit suçu da uzlaştırma kapsamına alınmış bulunduğundan, yapılan yeni düzenleme nedeniyle TCK’nin 2 ve 7. maddeleri gözetilerek, taraflara TCK’nin 106/1-1. maddesi uyarınca tehdit suçundan uzlaşma önerisinde bulunulması gerektiği anlaşılmış olmakla, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre, sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar belirlenmesinde zorunluluk bulunması,

b-) İlk haksız hareketin kimden kaynaklandığının kesin olarak tespit edilemediği gözetilerek, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarih ve 2002/4-238 Esas, 367 Sayılı Kararı uyarınca ve bu kararla uyumlu Ceza Dairelerin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında kabul edildiği üzere, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediğinde şüpheli kalan bu halin sanık lehine 5237 Sayılı TCK’nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin asgari oranda ( 1/4 ) uygulanmasını gerektirip gerektirmediğinin tartışmasız bırakılması,

c-) Sanığın TCK’nin 106/1-1, 62, 50/1-a ve 52/2. maddeleri uyarınca verilen 3000,00 – TL adli para cezasının TCK’nin 52/4. maddesi uyarınca taksitlendirilmesine karar verilmesi sırasında ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceği ihtarı yapılırken, olayda uygulama yeri bulunmayan TCK’nin 50/6. maddesinin uygulama maddesi olarak gösterilmesi,

Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenlerle, 6723 Sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 Sayılı Kanun’un 8/1. maddesiyle yürürlükte bulunan 1412 Sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA,

T.C.

YARGITAY

6. CEZA DAİRESİ

E. 2017/3049

K. 2020/1636

T. 3.6.2020

Tehdit suçu ( yakınanların sanık hakkında şikayetçi olduktan sonra sanığın savunması alınmak üzere çağrıldığı sırada yakınanlara yönelik olarak ‘bana yanlış yaptınız size kaynar su dökerek sizi yıkayacağım sizi pis yapacağım elimden geleni yapacağım’ şeklinde bağırıp tehditte bulunduğu – aynı koğuşta kalan ve önceki kavga olayında sanıkla birlikte hareket eden tanığın soruşturma aşamasındaki ifadesinde sanığın mağdurlara karşı tehditte bulunduğunu söylediği/sanığın beraatına karar verilmesinin isabetsiz olduğu )

ÖZET : Dava; başkasını bir malı teslimi veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılmak suretiyle yağma ve tehdit suçuna ilişkindir. Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda çocuk koğuşunda birlikte kalan yakınanların ‘Koğuş sorumlusu olan sanığın kişisel ihtiyaçlarını zorla kendi fişlerine yazarak kantinden temin ettiğini, karşı çıkmaları halinde kendilerine baskı uygulayıp, darp ettiğini’ söyleyerek şikayetçi olmuşlardır. Mahkemece öncelikle; sanık ve yakınanlarla aynı koğuşta kalan diğer kişilerin tespiti ile olayla ilgili ayrıntılı beyanlarına başvurulup, ortada bir suç olup olmadığı, varsa hukuki nitelendirmesinin yapılıp, delillerin bir bütün halinde değerlendirildikten sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekir. Yakınanların sanık hakkında şikayetçi olduktan sonra sanığın savunması alınmak üzere çağrıldığı sırada yakınanlara yönelik olarak ‘bana yanlış yaptınız, size kaynar su dökerek sizi yıkayacağım, sizi pis yapacağım, elimden geleni yapacağım’ şeklinde bağırıp tehditte bulunduğu, aynı koğuşta kalan ve önceki kavga olayında sanıkla birlikte hareket eden tanığın soruşturma aşamasındaki ifadesinde sanığın mağdurlara karşı tehditte bulunduğunu söylediği dikkate alındığında; sanığın yakınana karşı işlediği tehdit suçundan mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraatına karar verilmesi isabetsizdir. Yakınanlara karşı gerçekleştirilen tehdit eylemi yönünden sanığa yüklenen 5237 Sayılı Kanun’un 106/1. maddesindeki tehdit suçunun, 6763 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34.maddesi gereğince uzlaşma kapsamında kaldığı gözetilerek, taraflara usulünce uzlaşma önerisinde bulunulup, sonucuna göre yeniden değerlendirilmesi lüzumu bozma nedenidir.

T.C.

YARGITAY

4. CEZA DAİRESİ

E. 2013/39474

K. 2016/3327

T. 24.2.2016

Aralarında öncesine dayalı husumet bulunan sanığın, köy içerisinde karşılaştığı mağdura saldırarak vurmaya başladığı, mağdurun, sanığın ellerinden tutarak kendisini korumaya çalışması üzerine, sanığın saldırırken “iki senede yatsan 10 senede yatsan seni vurup temizleyeceğim” diyerek cebinden çıkardığı bıçakla mağduru yaraladığı olayda, mahkemenin hem yaralama hem de tehdit suçlarından ceza verdiği, ancak özel bir maddi içtima kuralı olarak düzenlenen TCK’nın 106/3. maddesi uyarınca iki ayrı eylem ve suçtan söz edilebilmesi için yaralama fiilinin tehdit amacıyla işlenmesinin zorunlu bulunması karşısında, yaralama eyleminin tehdit amacıyla işlendiğine dair delil bulunmaması ve sanığın yaralama kastını açıklamaya yönelik olarak söylediği sözlerin ayrıca tehdit suçunu oluşturmayacağı gözetilmeden, tehdit suçundan beraat yerine mahkumiyetine karar verilmesi, Kanuna aykırı ve sanık …’ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 24.2.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu